Özel bir tasarımdan bahsedeceğiz bu hafta kendine has öyküsüyle çok tercih edilen bir erkek yüzüğü. Aslında bakıyoruz da biz spoiler verir olduk bayağı erkek yüzükleri yazımızda görsellerini paylaşmıştık bu tasarım ürünün.. Bildiniz mi? Fihi Ma Fih Fetih Erkek Yüzük..
Sultan Murat ve onun hayatına yön veren felsefenin sembolü bir yüzük bu… Osmanlı ve eserlerine olan ilgi nusrettaki ekibine Kapalıçarşı’nın tarihi dokusundan yansıyor olsa gerek biz çok seviyoruz tarihi tasarımları..
Yüzüğün öyküsünü ve Sultan Murad hakkında bilmediklerinizi öğrenmeye hazır mısınız? Başlıyoruz.. Öncesinde ürünü incelemek isterseniz de tabi ki linke tıklayarak bir göz atabilirsiniz.
Murad Hüdavendigâr veya Gazi Hünkar (Murad Bey, 29 Haziran 1362,Bursa – 28 Haziran 1389, Kosova), Osmanlı Devleti’nin üçüncü padişahıdır. Beyliği sultanlığa dönüştürmüş ve saltanatı 27 yıl sürmüştür. Orhan Bey ile Nilüfer Hatun’un oğlu olan Murad Bey ‘’Murad Hüdevandigar ‘’ , ‘’Hüdevendigar Gazi’’, ‘’ Gazi Hünkar ‘’ adlarıyla da anılırmış. Amourad I adıyla Batı kaynaklarında anılan ilk Osmanlı olma özelliğine de sahiptir.
Babası Orhan Gazi döneminde 95.000 km² olan devlet toprakları onun döneminde yaklaşık 500.000 km² kadar genişlemiş. Tuğrası Sultan Murad bin Orhan olarak istiflenmiş. Bazı kitabelerde Melikû'l-Âdil İl Gazi es-Sultan Giyâsû'd-Dünya ve'd-Dinşanı ile anılmış. Adına kesilmiş olan gümüş ve bakır sikkelerde ve bazı diğer kitabelerde Murad bin Orhan el-Melik, el-Adil, es Sultanü'l Gaalib ad ve unvanları kullanılmış. Bazı kaynaklara göre, bu Osmanlıların İlhanlılara olan bağımlılığının sona erdiğini göstermekte imiş. Böylece Sultan unvanının ilk kez I. Murad zamanında kullanıldığı görülüyor.
Beyliği süresince 37 adet zafer elde eden hükümdar, herkesin okul yıllarından hatırladığı bir öykünün kahramanıdır. Hani o I. Kosova Savaşı'ndan sonra savaş alanını gezerken bir Sırp askeri olan Milos Obilic tarafından hançerlenerek öldürülen sultan var ya işe o Sultan I.Murad dır. Artık siz bu hikayeyi dinledikten sonra merhametten maraz doğar mı dediniz, düşman ateşkes zamanı bile düşmandır diye kulağınıza küpe mi yaptınız bilemeyiz ama bir çok kişinin bu hikayeyi dinlediğinden eminiz… Sultanın Kosovada ki türbesinde ise biraz daha farklı bir anlatım geçmekte ki sizlerle de bu anlatımı paylaşmak isteriz;
Murat Hüdavendigar, Kosova'ya geldiğinde, düşman ordusunun kendi ordusundan kat kat üstün olduğunu, arazinin son derece rüzgarlı ve tozlu, rüzgarın da düşman tarafından estiğini görür. Bu iki mahzuru, askerlere ve kumandanlara sezdirmez. O gece sultanın gözüne uyku girmemiş, sabaha kadar ibadet etmiş, gözyaşları dökmüş, İslam ordusunun küffar karşısında muzaffer olması için şu şekilde dua etmişti:
"Ya İlahi! Bu fırtına , şu aciz Murad kulunun günahları yüzünden çıktıysa, masum askerlerimi cezalandırma!.. Allah’ım ! Onlar ki buraya kadar sadece Sen’in adını yüceltmek ve İslam’ı tebliğ etmek için geldiler!...
İlahi! Bunca kere beni zaferden mahrum etmedin. Daima duamı kabul buyurdun . Yine sana iltica ediyorum; duamı kabul eyle ! Bir yağmur nasip eyle bu toz bulutu kalksın… Kafirin askerini aşikar görüp, yüz yüze cenk edelim.!
Ya İlahi! Mülk de, bu kul da senindir. Ben aciz bir kulum… Benim niyetimi ve esrarımı en iyi Sen bilirsin.. Mal ve mülk maksadım değildir. Yalnız Sen’in rızanı isterim. Ya Rabbi! Bu mü’min askerleri küffar elinde mağlup edip, helak eyleme!.. Onlara öyle bir zafer lütfet ki, bütün Müslümanlar bayram eylesin. Dilersen o bayram gününde şu Murad kulun yolunda kurban olsun. Ya İlahi! Bunca Müslüman askerinin helakine beni sebep kılma ! Bunlara yardım eyle ve zafer bahşeyle! Bunlar için ben canımı kurban ederim; yeter ki Sen beni şehidler zümresine kabul eyle! Asakir-i İslam için teslim-i ruha razıyım. Tek ki bu mü’minlerin uğruna benim ruhum feda olsun.. Beni gazi kıldın. Sonunda da lütfen ve keremen şehid eyle! Amin!..
Sultan Murad Han'ın bu duasından çok geçmeden rahmet bulutları gelip Kosova sahrası üzerine boşandılar. Rüzgar dindi, toz sindi, göğün yüzü açıldı. Büyük bir muharebeden sonra Osmanlı askerleri haçlıları perişan etti, düşman kaçmaya başladı. Bu büyük zafer üzerine Sultan Murad Han, Rabbine şükrederek gaza meydanında dolaşırken sinsi bir saldırı sonunda ağır bir yara aldı. Duasının kabul olunduğunu görmenin huzuruyla birkaç saat sonra şehadet şerbetini içti şeklinde anlatılmakta…
Tarihlerin ‘’ orta boylu, uzun boyunlu, değirmi çehreli, seyrek dişli , koç burunlu, şahin bakışlı olarak betimlediği Murad Hüdevandigar’ın çağdaşı İslam Hükümdarları ile mektuplaşması az ve güzel konuşması, cengaverliği ve ava düşkünlüğü yanında kerametinden de bahsedilirmiş. 27 yıllık saltanatın Anadolu’da ve Rumeli’nde 37 önemli savaşı yönetmiş ve hepsini de zaferle sonuçlandırmış. Katıldığı savaşlarda ateşli söylevlerle askerlerinin moralini yükselttiğinden bahsedilirmiş.
O dönemlerle ilgili efsaneler çok olsada bilinen gerçek yukarı daki duadan da anlaşılabileceği gibi Sultan'ın inancının kuvvetli olduğu yönünde.. Hatta Mevlana’ya beslediği saygıdan dolayı Mevlana'nın ‘’Hünkar ‘’ ve ‘’Hüdavendigar’’ sanlarıyla anılmıştır.
Hayat felsefesi olarak benimsediği Fihi Ma Fih kelime anlamı olarak ‘’ne varsa içindedir’’ veya diğer bir deyişle ‘’onun içindeki içindedir’’ manasına gelmekte. Mevlana’nın çeşitli meclislerde yaptığı sohbetlerin oğlu Sultan Veled tarafından toplanması ile meydana getirilen eserin adı. Eser toplamda 61 bölümden oluşur ve cennet, cehennem, dünya, ahiret, mürşid, mürid, aşk ve sema gibi pek çok konuyu barındırır. Bazı siyasal olaylardan örneklemeler içermesi nedeniyle de ayrıca tarihi bir kaynak olarak kabul edilir.
Fihi ma fih “Ne varsa içindedir” sözü de Mevlana’ya duyduğu saygı ve sevginin bir yansıması olarak , I. Murat’ın hayat felsefesinde önemli rol oynamıştır. Sultan sade yaşamayı sever, sade giyinir ve az konuşur ve konuştuğunda güzel sözler söylermiş… Felsefeye uygun olarak ne varsa içindeymiş yani.
Peki yüzükteki yansıması nasıl derseniz… Yüzük aslen Sultan I.Murad hatırasına onun yaşayışı ve bıraktığı izler doğrultusunda şekillenmiş Fihi Ma Fih felsefesi yüzüğün kenarına yazılmıştır. Yüzük kolunda ve iç yüzeyinde bulunan işleme I.Murad ‘ın türbesinde bulunan bir motiftir. 27 yıllık saltanatı boyunca elde ettiği 37 zafer (fetih) için yüzük üzerinde 37 adet taş kullanılmıştır.
Atalarının kurduğu beyliği yönetsel, ekonomik ve askeri alanlarda gerçekleştirdiği yeniliklerle güçlü bir devlet konumuna getiren Sultan I.Murad anısında bu yüzüğün sahibi olmak isterseniz sarı veya beyaz gümüş seçenekleriyle nusrettaki farkı ile ürünü inceleyebilirsiniz.
Unutmayın.. Ne varsa içinizde...